İletişim,
yaşamımızın sesi soluğu olmakla birlikte aynı zamanda kendimizi özgürce ve
bütünüyle ifade etme sanatıdır. Hem iş, hem de özel
hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. İnsanın en önemli aracıdır.
İnsanlarla
iletişim kurmayı bilmek, iletişimin tekniğini, kurallarını ve inceliklerini
tanımak hayatta başarılı ve mutlu olmamızı sağlayacak eşsiz bir kozdur. Yapılan
araştırmalara göre, iş yaşamındaki başarıda, nitelikli insan ilişkileri
kurmak, iş konusundaki beceri ve tecrübeden çok daha önemlidir.
Toplumu
oluşturan bireyler, konusu ne olursa olsun, sorunlarını çözmek için iletişim
kurmak zorundadırlar. Uygar bir şekilde konuşma ve tartışma becerilerine sahip
bireylerden oluşan toplumlarda sorunlar uygar bir şekilde çözülür.
Kişinin içine
doğduğu, yetiştirildiği ortamdaki iletişim tarzı, kişinin düşünme ve kendini ifade
etme tarzını, davranış biçimini kaçınılmaz bir biçimde etkiler. Her insan
olaylara kendi bakış açısıyla tepki verir. İşte bu yüden insan ilişkileri ve iletişim
konularında ilk olarak kabul edilmesi gereken her insanın birbirinden farklı
tutumları, davranışları, yorumlama biçimleri, duyguları
ve ümitleri olduğudur.
İnsanı,
farklılıkları ile kabul etmek onu anlamanın ilk aşamasıdır. Aksi taktirde
insanlar arası ilişkiler bozulur ve bunun yansıması ile toplumsal çatışmalar ve
gereksiz zaman kaybı ortaya çıkar.
İletişimin en
temel iki ögesi “Dinlemek” ve “Söylemek” dir. Bunları uygun
zamanlamayla kullanmak hem konuştuğumuz kişiyi anlamamız hem de kendimizi
anlatmamızda çok önemlidir.
Dinlemek: İletişim
becerilerinin en önemlisi olarak sayabileceğimiz dinlemek, diğer insanlar ile
iletişim kurmak isteyen herkes için önem taşımaktadır. Dinlemek,
sadece karşımızdaki kişinin söylediklerine kulak vermek gibi pasif bir eylem
değildir. Aksine ilgiyle ve etkin biçimde dinlemek son derece aktif bir
eylemdir. Duymaktan daha fazlasını ifade eden dinleme,
karşımızdaki kişinin sesine, sözcük seçimine, tonlamasına, hızına, beden diline
karşı duyarlı bir tavır sergilemektir. İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu
kişinin yalnız söylediklerini değil, yüzü, eli, kolları ve bedeniyle
yaptıklarını da “duyar”; çünkü yüz ifadeleri, el, kol hareketleri, bedenin
duruş tarzı, ses tonu gibi sözsüz mesajlar da iletişimin bir parçasıdır. Hatta
bazen tek başına iletişimdir.
Bütün insanlar
söylediklerinin önemli ve değerli olduğunu düşünürler. Karşımızdaki kişiyi
dinleme biçimimiz, ona verdiğimiz değerin önemli bir kanıtıdır. Dinlemek, bir
sorumluluk ve saygı belirtisi olarak algılanmalıdır. Dinlemek, karşımızdaki
kişilerin dünyayı nasıl algıladıklarını görmeye çalışmak sorumluluğudur.
Karşımızdaki kişiyi kendi değer yargılarına göre derinlemesine dinlemek, onu
gerçekten anlamamıza olanak sağlayacaktır.
Kişiler arası
ilişkilerde en önemli ilke aslında önce karşımızdakini anlamaya çalışmaktır. Bu
ilke etkili iletişimin anahtarıdır. Bu şekilde etkin yani
empatik dinlemeyi bilen ve uygulayan kişi, karşısındaki ile iletişim kurmada en
önemli aşamayı başarıyla tamamlamış demektir.
Dostluklar,
genel kanının aksine, konuşmanın değil, dinlemenin sonucunda oluşur. Etkin
dinleme yaparak insanları anlayan, değer veren insan, bir güven ve anlayış
ortamı yaratır ki bu ortam içinde herkes tarafından özlenen, izlenen, beraber
olunmak istenen bir insan olur. Birbirimizi dinlemezsek iş yaşamında da,
özel yaşamımızda da ilişkiler gelişme potansiyelini ve kalitesini kaybeder.
Söylemek:
Başarılı
iletişimin, dinlemek dışında bir diğer temel ögesi de söylemektir. Bu noktada
kullandığımız sözcüklerin ve beden dilimizin etkisi söz konusu
olacaktır. Yapılan araştırmalara göre yüzyüze iletişimde, duygusal
mesajların %55’i yüz ifadeleri (sözel olmayan davranışlar aracılığıyla),
%38’i söz ötesi davranışlar aracılığıyla ve ancak %7’si sözlerle
verilebilmektedir.
Sözcükler
güçlüdür, yıkar da yapar da. Doğru ve güzel olduklarında onlar dünyamızı
değiştirecek kadar etkilidir. Sözcüklerin duygu, heyecan ve izlenim yaratma ve
uyandırma gücü vardır. Bazen tek bir söz bile adrenalin salgılanmasına neden
olarak ürperti, kalp çarpıntısı, kasılma, yüz ifadesinin değişmesi vb. tepkiler
yaratır. Kullandığımız sözcükler bir başkasının varlığına nüfuz ederek onun
kendisini, umutlu, mutlu, enerjik, hayat dolu, Keyifli neşeli hissetmesini
sağlayabilir.
Beden dili ise
insanların ilk anlaşma aracı ve ilk dili olmuştur. İnsan yaşamı boyunca
çoğunlukla farkında olmaksızın günlük beden dilini son derece etkili olarak
kullanır. Ancak bedenini, kelimeleri kontrol ettiği gibi kontrol edemez.
Bedenimiz, olaylara ve durumlara karşı çok daha fazla kendiliğinden tepkiler
verir. Bu nedenle konuşma dilinin tersine, beden için doğruyu veya bazı şeyleri
gizlemek neredeyse imkansızdır. Çünkü bedenimiz ile duygu dünyamız ve
bilinçaltımız arasında görünmeyen bir bağ vardır. Bu nedenle bedenimiz, çoğu
zaman bilincimizden önce tepki verir. Böylece de derinlerde, gerçekte olan
biteni açığa çıkarır.
Çevremizde Olumlu İzlenim
Bırakacak Beden Dili Özellikleri:
Göz
İlişkisi
Yüz
İfadesi
Baş
Hareketleri
Jestler
Beden
duruşu
Yakınlık
Yöneliş
Dış
görünüş
Konuşmanın
sözel özellikleri
Sonuç
olarak; Yaşam kalitesini yükseltmek isteyen, anlamak ve anlaşılmak isteyen herkesin
amacı etkili iletişim kurmaktır. İletişim doğuştan sahip olunması gereken bir
yetenek değil, sonradan kazanılabilir ve öğrenilebilir bir yetenek olarak
değerlendirilmelidir. İletişime
girdiğimiz kişilere birtakım sıfatlar takarak onları iğnelemek, eski yaraları
deşerek geçmişi hatırlatmak, “sen” iletileri ile yargılamak, tehdit edici
iletiler yollamak iletişim kurmak değildir. Hakaretler, kavgalar ve diğer
saldırı türleri, bilerek diğerlerini küçük düşürmek, sürekli eleştirmek, alay
etmek, zorba davranmak iletişim kurmak değildir. İletişim, diğeriyle aramızdaki yapıcı
ilişkilerdir.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.