Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu (DEHB) çocukluk yıllarında başlayıp, ergenlik ve yetişkinlik
döneminde de devam eden bir nörogelişimsel bozukluktur. DEHB azalmış sürdürülebilir
dikkat, artmış dürtüsellik ve hiperaktivite ile karakterize bir
rahatsızlıktır. Çocuklukta DEHB tanısı alanların %60-85’i ergenlik döneminde
bozukluğun ölçütlerini karşılamaya, %60 kadarı erişkin hayatta
semptomları göstermeye devam eder. Erişkinlerde DEHB ile ilgili
epidemiyolojik çalışmalar kısıtlı olmakla birlikte, erişkin dönemde
görülme sıklığının %1-6 oranında olduğu tahmin edilmektedir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülme sıklığındaki azalma
aslında rahatsızlık belirtilerinde azalma olduğuna işaret eder. Özellikle iyi
bilinen aşırı hareketlilik ve sonuçlarını düşünmeden yani dürtüsel
davranışlarda bulunmanın zaman içerisinde azalma eğiliminde olduğu
söylenebilir. Ancak bu azalma eğilimine rağmen erişkin DEHB olan bireylerde bir
işe başlayamama, iş yerinde verimsizlik ve kötü zaman yönetimi, çok sayıda işe
başlanmasına rağmen birçoğunu bitirememe, bir toplantı boyunca oturamama,
stresle baş edememe ve öfke atakları, aklına ilk geleni söyleme eğilimi, kötü
şoförlük sorunları ve evlilik ve sorumluluklarının idaresi ile ilgili yoğun
sorunlar sıklıkla ortaya çıkar yada sürer gider. Bu bozukluk yetişkinlerde ele
alınırken çocukluk döneminden farklı olarak erişkin yaşamının karmaşıklığı
gözetilmeli ve yaşla birlikte belirtilerdeki değişime önem
gösterilmelidir.
DEHB’nin uzun bir süre sadece çocukluk çağı rahatsızlığı olduğuna
inanılması nedeniyle erişkin dönem özelliklerini inceleyen çalışmaların
kısıtlılığı, tanı koymada yaşanan güçlükler ve eşlik eden psikiyatrik
tanıların fazlalığı, bu bozukluğun erişkin dönemde yeterince tanınmaması ve
tedavisiz kalmasıyla sonuçlanmaktadır. DEHB tanılı bireyler sıklıkla
başladıkları işlerini bitirememekten, önemli eşya ve belgeleri
kaybetmekten, posta, önemli evraklar ve faturaları düzenleme ve takip etmede
güçlükten yakınırlar. Organizasyon ve planlama alanlarındaki güçlükler,
vazgeçmeye, endişe ve yetersizlik duygularının gelişimine ve iş gücü
kaybına yol açar. Dikkatin çelinebilirliği, organize
olamama, verilen görevleri sürdürme güçlüğü ve dürtüsellik gibi özgül
belirtiler DEHB olan bireylerin etkili başa çıkma becerileri geliştirmelerini
öğrenme ya da kullanmalarını önleyebilir.
Çocukluk
döneminde çeşitli çalışmalarda erkek:kız oranı 2:1 ile 6:1 arasında
bildirilirken erişkinlerde eşit (1:1) bulunmuştur.
Başka ruhsal
bozuklukların eşlik etmesi bazen DEHB semptomlarının gizlenmesine, örtük
kalmasına ya da ilaçlarla bir bozukluğu tedavi ederken diğerinde bozulmalar
ortaya çıkmasına yol açabilmektedir.
Tedavi
Erişkin dönemde neredeyse bir kural olan psikiyatrik eş tanı ve erişkin yaşamın
karmaşıklığı çocuklardan farklı olarak erişkin DEHB tedavisinde daha kapsamlı
tedavi yaklaşımlarını gerekli kılmaktadır. Nörobiyolojik zemini olan DEHB
için ilaç tedavileri bütüncül tedavi yaklaşımının temelini
oluşturmaktadır. İlaçların erişkinde tıbbi ve ruhsal eş tanıları gözeterek
planlanması gereklidir. Bundan sonra sıra sorun odaklı, yapılandırılmış
bilişsel davranışçı psikoterapileri tedaviye eklemeye gelmektedir.
Sonuç
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.