Anksiyete (bunaltı) birçok insanın hayatının bazı dönemlerinde
yaşadığı, yakından tanıdığı, korkuya benzeyen yoğun bir duygudur. Hastalık
derecesinde olmayan anksiyete strese karşı oluşan yanıtın önemli bir parçasıdır
ve kişiyi bir tehlike anında harekete geçmeye yöneltir ve kişinin hayatta
kalmasına yardımcı olur. Aslında normal düzeydeki anksiyete mantıklı, gerekli ve yaşamsaldır. Normalin
dışına çıkan patolojik düzeydeki anksiyete tehdide göre orantısız, hem
öznel hem de nesnel bedensel bileşenleri olan nahoş ve kişiyi
sıkıntıya sokan olumsuz, yoğun bir duyumsamadır.
Yaygın anksiyete bozukluğu, bir kişinin kişisel yaşamını,
ailesini ve işini önemli ölçüde etkileyebilecek aşırı endişe ile ilişkili
rahatsız edici bir durumdur. Yaygın anksiyete bozukluğu olan insanlar tipik
gündelik şeyler konusunda son derece endişeli hissederler. Bu endişeler
genellikle kendilerinin ya da sevdiklerinin sağlıkları, sorumlulukları,
finansal durumları ile ilgilidir. Yaygın
anksiyete bozukluğu, kaygının daha fazla olması, uzun sürmesi ve genellikle
belirli bir endişeden kaynaklanmaması nedeniyle normal endişelerden farklıdır. En az 6 ay buyunca
hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ve etkinlik hakkında (iş yada okul
başarısı gibi) aşırı kaygıve üzüntü ile endişe duyma, kolay yorulma,
konsantrasyon bozukluğu, irritabilite, kas gerginliği, uyku bozukluğu gibi altı
belirtiden en az üçünün bulunması olarak tanımlanmıştır. Yaygın anksiyete
bozukluğunda uykusuzluk, yorgunluk, yerinde duramama gibi psikolojik aşırı
uyarılma olur, konsantrasyonda azalma, sorunlara gereğinden fazla önem verme ve
aşırı endişe belirginleşebilir. Baş etme yöntemleri yetersizleşebilir ve
kaçınma, erteleme, sorunları çözmede güçlükler ortaya çıkar.
Yaygın
anksiyete bozukluğunun genel nüfustaki yaşam boyu yaygınlık oranı %3-6 olarak
bildirilmektedir. Temel sağlık hizmetlerine başvuran hastalarda en sık
görülen anksiyete bozukluğu yaygın anksiyete bozukluğudur. Kadınlarda erkeklere
oranla iki kat sık gözükmektedir. Yaygın anksiyete bozukluğu tipik olarak geç
ergenlik ve erken erişkinlikte başlar. İlk belirtilerinin ortaya çıkması
genellikle 25-30 yaşlarında olur. Alevlenme ve iyileşmelerle giden kronik bir
seyir gösterir.
Yaygın
anksiyete bozukluğu hastalarında genel bir huzursuzluk ve tedirginlik hâkimdir.
Bu kişiler günlük hayatlarındaki değişimlerde ve insan ilişkilerinde çabuk ve
fazlaca kaygılanan, tedirgin ve endişeli kişilerdir. Bazen çabuk
kızma,” çabuk irkilme ve bazen de yerinde duramama görülebilir. Hastaların
bilişsel yetilerinde belirgin bozukluk yoktur. Fakat fazla ve sürekli olan
sıkıntı ve endişeden dolayı dikkatsizlik ve geçici unutkanlıklar görülebilir.
Hastaların çoğu sürekli kötü bir şey olacağından yakınır ve korkuya benzer bir
duygu hisseder. Uzun süren bu durum hastada çökkünlüğe neden olabilir. Bu
psikolojik belirtilere bedensel belirtiler eşlik edebilir. Kalp atışlarının
hızlanması, çarpıntı, kan basıncının artması, ağız kuruması, sık idrara çıkma,
kaslarda gerginlik, tüylerin diken diken olması, terleme, yüzde kızarma ya da
solukluk, nefes almada güçlük görülebilir.
Yaygın
anksiyete bozukluğunun tedavisinde medikal tedavi(ilaçlı
tedavi), psikoterapi ve her ikisi kombine olarak kullanılabilir.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.