Yemekle ilişkiniz hayatla ilişkinizdir. Alelacele mi
yersiniz? Sindire sindire mi? Her verileni yermişiniz? Seçici mi? Yemek doğal
bir ödüldür. Bu nedenle de koşullanmış birçok davranışa neden olur. İnsanoğlu
ilk çağlardan beri hayatta kalmak için yemek zorundaydı. Ama artık sadece
hayatta kalmak için yemiyoruz, daha çok zevk almak tetikliyor yeme
davranışımızı. Bu nedenle sıkıntılı hissettiğimizde, ya da gergin olduğumuzda
duygu regülasyonunu sağlayamadığımızda yaptığımız “duygusal yeme” yani karnımız
aç olmadığı halde yeme hepimizin vazgeçilmez alışkanlığı oldu. Bunun yanında
sosyal medya, estetik kaygıları, dayatılan güzellik algıları, moda olan başka
yeme biçimlerinin ortaya çıkması çok çeşitli yeme bozukluklarının gelişmesine
neden oldu. Türkiye’de 15-17 yaş grubunda;
Kızların %33.6 sı
Erkeklerin %6.3 ü diyet yapıyor.
Kızların %43 ü
Erkeklerin %18.3 ü zayıf olmayı istemekte.
Peki nedir bu yeme bozuklukları;
Yeme bozuklukları kişinin beden ağırlığıyla aşırı
uğraştığı ve kilo vermeye ilişkin takıntılı düşüncelerin geliştiği bu nedenle
de yeme davranışında belirgin değişiklikler gösterdiği rahatsızlıklardır. Psikiyatrik tanı katagorisine giren 3 temel
tanı vardır. Anorexia nevroza, bulimia nevroza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu.
Ancak tanı sistemlerinde yer almayan ama belirgin bozulma ile klinik önem arz
eden, günümüzde sıkça rastladığımız başka terimlerde var.
Örneğin ortorexia
nevroza: yani sağlıklı yemek
takıntısı..Beslenme alışkanlığına dikkat edilmesi gerek. Ancak bu fikir takıntı
haline dönüşürse genel sağlık/ruh sağlığı açısından ciddi sorunlar ortaya çıkar.
Ortorexa nevroza da şu belirtiler görülür: (1) Birtakım yiyeceklere karşı
sağlığı olumsuz etkileyeceğine dair aşırı bir korku, (2) günün büyük bir
bölümünde yiyecek ve ne yiyeceğini düşünme, (3) dışarda yemek yeme konusunda
huzursuzluk ve gerginlik hissetme, (4) besin tercihi, alışverişi ve
hazırlanması konusunda aşırı ve takıntılı bir şekilde içerik sorgulama, (5) bazı
besinleri beslenmeye dahil etmekle veya çıkarmakla hastalık önleme etkisine
abartılı bir inanç duyma, (6) sağlıklı beslenmeyeceğini düşündüğü ortamlardan,
aile ve arkadaş toplantılarından kaçınma. Bu belirtiler, obsesif (takıntılı)
kişilerde çok daha belirgindir.
Bir diğer güncel terim Bigoreksiya, kas dismorfisi
olarak da bilinir. Belirtileri; (1) Kaslı Görünmeye Takıntılı Olma ve kendisini
sürekli başkaları ile kıyaslama, (2) Gerçek Dışı Vücut İmajı (3) Aşırı Egzersiz
(4) Steroid Kullanımı
Çok kaslı olsalar bile kendilerini küçük veya az
gelişmiş olarak algılayabilirler. Kas kütlesini artırmak ve istedikleri vücut
büyüklüğüne ulaşmak amacıyla sıklıkla aşırı egzersiz, özellikle de ağırlık
kaldırma ile meşgul olurlar. Spor salonunda uzun saatler geçirebilirler ve
egzersizlerini hayatlarının diğer yönlerine göre önceliklendirebilirler. Arzu
ettikleri fiziğe ulaşmak için anabolik-androjenik steroidleri (AAS) kötüye
kullanabilirler.
Bunun yanında yeme bağımlılığı ve obezite de yeme
davranışında bozulma ile giden klinik sıkıntıya neden olan durumlardır.
Yeme bozukluğu kapsamında esas ele alacağımız
anoreksia nevroza bulima nevroza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu ile devam
edelim.
Anorexia
nevroza
AN,
zayıf bir bedene sahip olma isteği ve şişmanlık konusunda aşırı korkunun hakim
olduğu bir yeme bozukluğu tablosudur. Beden algıları ileri derecede bozuktur.
Besin alımının aşırı kısıtlanması, kendini kusturma, aşırı egzersiz,
laksatif-diüretik kullanma gibi beden ağırlığını kontrol etmeye yönelik
davranışlara ciddi bir beden algısı bozukluğu eşlik eder. Sıklıkla 15
yaşlarında başlar. Yüzde bir oranında karşılaşılır. Kızlarda, erkeklere göre 20
kat daha fazla görülür. Kişi aslında zayıf olmasına rağmen aynaya baktığında
tüm bedenini veya kalça basen göbek gibi belirli bölgeleri olduğundan kilolu
algılar. Klinik olarak; Kilo kaybına yönelik gizli-yersiz davranışlar, iştah
kaybı (anoreksi), sosyal ortamlarda/aileyle yemek yememe, başkaları için özenli
sofralar kurma, kalorili besinlerden kaçınma, yaşa ve boya göre beklenen
kilosunun %15 kaybı, obsesif kompulsif davranışlar, katı, mükemmeliyetçi
kişilik özellikleri, zayıf seksüel uyum, cinsel ilgide azlık, adet görememe vardır.
Fiziksel
komplikasyon olarak; hipotermi, dehidratasyon, hematolojik anormallikler, metabolik
değişiklikler, kardiyovasküler, dermatolojik, gastrointestinal ve norolojik
anormallikler görülür.
%5-18 ölüm ile sonuçlanır.
Kronik Malnütrisyon, Dejeneratif
Kardiomiyopati, Kardiak Arrest en sık ölüm nedenleridir.
Bulimia nevroza
Denetimi
yitirmiş olma duygusunun eşlik ettiği, yineleyen, büyük miktarlarda yeme
atakları ile karakterizedir. Yaşam boyunca yüzde üç oranında görülür. Anoreksiya
nevrozaya göre daha geç başlangıçlıdır. Ergenliğin sonları ya da erken
yetişkinlik dönemlerine denk gelebilir. Psikiyatrik bozukluklar sık olarak
eşlik eder. Özellikle bipolar affektif bozukluk ve madde bağımlılığı ile
birliktelik gösterebilir
Kişi
kilo almaktan sakınmak için, ataklar sonrası kendisinin zorladığı kusma,
laksatif, diüretik ya da diğer ilaçların yanlış yere kullanımı, hiç yemek
yememe ya da aşırı egzersiz yapma gibi uygunsuz dengeleyici davranışlarda
tekrar tekrar bulunur.
Bulimia
nevroza tanısı kayabilmek için tıkınırcasına yeme ataklarının ve uygunsuz
dengeleyici davranışların her ikisinin de 3 ay süreyle ortalama en az haftada 1
kez ortaya çıkması gerekmektedir. AN hastalarına oranla daha dışa dönük, öfkeli
ve atak davranışlar gösterirler. Çoğunlukla kilo normal sınırlardadır. Anoreksiza
da görülen cinsel isteksizlik görülmez. Cinsel olarak aktiftirler. Sıklıkla
ağız içi komplikasyonlar, gastrointestinal komplikasyonlar, elektrolit
sorunları ve bunlara bağlı ayaklarda ödem, hipokalemi, endokrin bozukluklar
görülür. %70 iyileşir, %30 tekrarlayan ataklar, %6 ölüm ile sonuçlanır.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu (TYB)
Kısa
süre içinde kontrol duygusu olmaksızın aşırı miktarda yiyecek tüketme
epizodları ile karakterizedir. Acıkmadan yiyecekler çok hızlı bir şekilde
tüketilir. Kişiler utanma, suçluluk duyguları hisseder ve yeme ataklarını diğer
insanlardan gizler. Bu yeme davranışı en az haftada bir kez ve ardışık üç ay
boyunca devam eder. Bu hastalar BN’den farklı olarak yiyeceklerin kilo yapıcı
etkisini giderme (laksatif-diüretik kullanma, kusma gibi) yollarına
başvurmazlar. Genelde beden ağırlıkları beklenenin üzerinde olup, obezite
tanısı alabilirler.
Yeme Bozukluğu Neden Olur?
Yeme
bozukluklarının nedenleri tek bir faktöre bağlı değildir. Genellikle, birden
fazla faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkarlar. Bunlar arasında
biyolojik, genetik, çevresel ve psikolojik faktörler yer alır. Her yaşta
görülebilmekle beraber genellikle ergenlik döneminde başlar. Bu dönemdeki bir
takım gelişimsel aşamalar tetikleyici özelliğe sahiptir.
TEDAVİ
Anoreksiya
nevroza ve bulimia nervoza tedavisi, genellikle uzun bir süreçtir ve sabır,
kararlılık ve disiplin gerektirir. Uygun tedavi ve destekle birçok kişi
iyileşebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Özellikle anoreksiya nervoza
tedavisi, genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve birçok farklı
tedavi yöntemi kullanılabilir. Öncelikle hastanın yatırılarak mı ayaktan mı tedavi
edilmesi gerektiğine karar verilmelidir. En temel nokta ise içgörünün
geliştirlmesi, motiasyonun sağlanması ve işbirliğidir. Tedavi planı, hastanın
semptomlarına, yaşına, cinsiyetine, genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere
bağlı olarak belirlenir. Psikoterapi, beslenme tedavisi, ilaç tedavisi ve
hastane tedavisi gibi çeşitli yöntemler kullanılır.
Yeme
bozukluğu tedavi edilmezse ne olur?
Yeme
bozukluğu tedavi edilmezse kalp sorunları meydana gelmekle birlikte aynı
zamanda; kemik zayıflaması, kas erimesi, tansiyon, hormonal değişiklikler,
dişlerde aşınma, depresyon ve anksiyete bozukluğu meydana gelebilir. En
korkulan sonuç ise tedaviye geç kalındığı taktirde ölümle sonuçlanabilecek
olmasıdır.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.