Prof. Dr. Lale Gönenir Erbay

Randevu Hattı

0530 977 42 64

Bize Yazın

info@laleerbay.com

YEME BOZUKLUKLARI

YEME BOZUKLUKLARI

Yemekle ilişkiniz hayatla ilişkinizdir. Alelacele mi yersiniz? Sindire sindire mi? Her verileni yermişiniz? Seçici mi? Yemek doğal bir ödüldür. Bu nedenle de koşullanmış birçok davranışa neden olur. İnsanoğlu ilk çağlardan beri hayatta kalmak için yemek zorundaydı. Ama artık sadece hayatta kalmak için yemiyoruz, daha çok zevk almak tetikliyor yeme davranışımızı. Bu nedenle sıkıntılı hissettiğimizde, ya da gergin olduğumuzda duygu regülasyonunu sağlayamadığımızda yaptığımız “duygusal yeme” yani karnımız aç olmadığı halde yeme hepimizin vazgeçilmez alışkanlığı oldu. Bunun yanında sosyal medya, estetik kaygıları, dayatılan güzellik algıları, moda olan başka yeme biçimlerinin ortaya çıkması çok çeşitli yeme bozukluklarının gelişmesine neden oldu. Türkiye’de 15-17 yaş grubunda;

Kızların %33.6 sı

Erkeklerin %6.3 ü diyet yapıyor.

Kızların %43 ü

Erkeklerin %18.3 ü zayıf olmayı istemekte.

Peki nedir bu yeme bozuklukları;

Yeme bozuklukları kişinin beden ağırlığıyla aşırı uğraştığı ve kilo vermeye ilişkin takıntılı düşüncelerin geliştiği bu nedenle de yeme davranışında belirgin değişiklikler gösterdiği rahatsızlıklardır.  Psikiyatrik tanı katagorisine giren 3 temel tanı vardır. Anorexia nevroza, bulimia nevroza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu. Ancak tanı sistemlerinde yer almayan ama belirgin bozulma ile klinik önem arz eden, günümüzde sıkça rastladığımız başka terimlerde var.

Örneğin ortorexia nevroza: yani sağlıklı yemek takıntısı..Beslenme alışkanlığına dikkat edilmesi gerek. Ancak bu fikir takıntı haline dönüşürse genel sağlık/ruh sağlığı açısından ciddi sorunlar ortaya çıkar. Ortorexa nevroza da şu belirtiler görülür: (1) Birtakım yiyeceklere karşı sağlığı olumsuz etkileyeceğine dair aşırı bir korku, (2) günün büyük bir bölümünde yiyecek ve ne yiyeceğini düşünme, (3) dışarda yemek yeme konusunda huzursuzluk ve gerginlik hissetme, (4) besin tercihi, alışverişi ve hazırlanması konusunda aşırı ve takıntılı bir şekilde içerik sorgulama, (5) bazı besinleri beslenmeye dahil etmekle veya çıkarmakla hastalık önleme etkisine abartılı bir inanç duyma, (6) sağlıklı beslenmeyeceğini düşündüğü ortamlardan, aile ve arkadaş toplantılarından kaçınma. Bu belirtiler, obsesif (takıntılı) kişilerde çok daha belirgindir.

Bir diğer güncel terim Bigoreksiya, kas dismorfisi olarak da bilinir. Belirtileri; (1) Kaslı Görünmeye Takıntılı Olma ve kendisini sürekli başkaları ile kıyaslama, (2) Gerçek Dışı Vücut İmajı (3) Aşırı Egzersiz (4) Steroid Kullanımı

Çok kaslı olsalar bile kendilerini küçük veya az gelişmiş olarak algılayabilirler. Kas kütlesini artırmak ve istedikleri vücut büyüklüğüne ulaşmak amacıyla sıklıkla aşırı egzersiz, özellikle de ağırlık kaldırma ile meşgul olurlar. Spor salonunda uzun saatler geçirebilirler ve egzersizlerini hayatlarının diğer yönlerine göre önceliklendirebilirler. Arzu ettikleri fiziğe ulaşmak için anabolik-androjenik steroidleri (AAS) kötüye kullanabilirler.

Bunun yanında yeme bağımlılığı ve obezite de yeme davranışında bozulma ile giden klinik sıkıntıya neden olan durumlardır.

Yeme bozukluğu kapsamında esas ele alacağımız anoreksia nevroza bulima nevroza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu ile devam edelim.

Anorexia nevroza

AN, zayıf bir bedene sahip olma isteği ve şişmanlık konusunda aşırı korkunun hakim olduğu bir yeme bozukluğu tablosudur. Beden algıları ileri derecede bozuktur. Besin alımının aşırı kısıtlanması, kendini kusturma, aşırı egzersiz, laksatif-diüretik kullanma gibi beden ağırlığını kontrol etmeye yönelik davranışlara ciddi bir beden algısı bozukluğu eşlik eder. Sıklıkla 15 yaşlarında başlar. Yüzde bir oranında karşılaşılır. Kızlarda, erkeklere göre 20 kat daha fazla görülür. Kişi aslında zayıf olmasına rağmen aynaya baktığında tüm bedenini veya kalça basen göbek gibi belirli bölgeleri olduğundan kilolu algılar. Klinik olarak; Kilo kaybına yönelik gizli-yersiz davranışlar, iştah kaybı (anoreksi), sosyal ortamlarda/aileyle yemek yememe, başkaları için özenli sofralar kurma, kalorili besinlerden kaçınma, yaşa ve boya göre beklenen kilosunun %15 kaybı, obsesif kompulsif davranışlar, katı, mükemmeliyetçi kişilik özellikleri, zayıf seksüel uyum, cinsel ilgide  azlık, adet görememe vardır.

Fiziksel komplikasyon olarak; hipotermi, dehidratasyon, hematolojik anormallikler, metabolik değişiklikler, kardiyovasküler, dermatolojik, gastrointestinal ve norolojik anormallikler görülür.

%5-18 ölüm ile sonuçlanır. Kronik Malnütrisyon, Dejeneratif Kardiomiyopati, Kardiak Arrest en sık ölüm nedenleridir.

Bulimia nevroza

Denetimi yitirmiş olma duygusunun eşlik ettiği, yineleyen, büyük miktarlarda yeme atakları ile karakterizedir. Yaşam boyunca yüzde üç oranında görülür. Anoreksiya nevrozaya göre daha geç başlangıçlıdır. Ergenliğin sonları ya da erken yetişkinlik dönemlerine denk gelebilir. Psikiyatrik bozukluklar sık olarak eşlik eder. Özellikle bipolar affektif bozukluk ve madde bağımlılığı ile birliktelik gösterebilir

Kişi kilo almaktan sakınmak için, ataklar sonrası kendisinin zorladığı kusma, laksatif, diüretik ya da diğer ilaçların yanlış yere kullanımı, hiç yemek yememe ya da aşırı egzersiz yapma gibi uygunsuz dengeleyici davranışlarda tekrar tekrar bulunur.

Bulimia nevroza tanısı kayabilmek için tıkınırcasına yeme ataklarının ve uygunsuz dengeleyici davranışların her ikisinin de 3 ay süreyle ortalama en az haftada 1 kez ortaya çıkması gerekmektedir. AN hastalarına oranla daha dışa dönük, öfkeli ve atak davranışlar gösterirler. Çoğunlukla kilo normal sınırlardadır. Anoreksiza da görülen cinsel isteksizlik görülmez. Cinsel olarak aktiftirler. Sıklıkla ağız içi komplikasyonlar, gastrointestinal komplikasyonlar, elektrolit sorunları ve bunlara bağlı ayaklarda ödem, hipokalemi, endokrin bozukluklar görülür. %70 iyileşir, %30 tekrarlayan ataklar, %6 ölüm ile sonuçlanır.

Tıkınırcasına yeme bozukluğu (TYB)

Kısa süre içinde kontrol duygusu olmaksızın aşırı miktarda yiyecek tüketme epizodları ile karakterizedir. Acıkmadan yiyecekler çok hızlı bir şekilde tüketilir. Kişiler utanma, suçluluk duyguları hisseder ve yeme ataklarını diğer insanlardan gizler. Bu yeme davranışı en az haftada bir kez ve ardışık üç ay boyunca devam eder. Bu hastalar BN’den farklı olarak yiyeceklerin kilo yapıcı etkisini giderme (laksatif-diüretik kullanma, kusma gibi) yollarına başvurmazlar. Genelde beden ağırlıkları beklenenin üzerinde olup, obezite tanısı alabilirler.

Yeme Bozukluğu Neden Olur?

Yeme bozukluklarının nedenleri tek bir faktöre bağlı değildir. Genellikle, birden fazla faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkarlar. Bunlar arasında biyolojik, genetik, çevresel ve psikolojik faktörler yer alır. Her yaşta görülebilmekle beraber genellikle ergenlik döneminde başlar. Bu dönemdeki bir takım gelişimsel aşamalar tetikleyici özelliğe sahiptir.

TEDAVİ

 

Anoreksiya nevroza ve bulimia nervoza tedavisi, genellikle uzun bir süreçtir ve sabır, kararlılık ve disiplin gerektirir. Uygun tedavi ve destekle birçok kişi iyileşebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Özellikle anoreksiya nervoza tedavisi, genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve birçok farklı tedavi yöntemi kullanılabilir. Öncelikle hastanın yatırılarak mı ayaktan mı tedavi edilmesi gerektiğine karar verilmelidir. En temel nokta ise içgörünün geliştirlmesi, motiasyonun sağlanması ve işbirliğidir. Tedavi planı, hastanın semptomlarına, yaşına, cinsiyetine, genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak belirlenir. Psikoterapi, beslenme tedavisi, ilaç tedavisi ve hastane tedavisi gibi çeşitli yöntemler kullanılır.

Yeme bozukluğu tedavi edilmezse ne olur?

Yeme bozukluğu tedavi edilmezse kalp sorunları meydana gelmekle birlikte aynı zamanda; kemik zayıflaması, kas erimesi, tansiyon, hormonal değişiklikler, dişlerde aşınma, depresyon ve anksiyete bozukluğu meydana gelebilir. En korkulan sonuç ise tedaviye geç kalındığı taktirde ölümle sonuçlanabilecek olmasıdır.

Yorumlar (0)

Whatsapp Yaz!
Tıkla Ara!