Depresyon, olumsuz bir
duygudurumla, düşük enerji ile, olağan ve her zaman yapılan şeylere karşı ilgi
kaybıyla, karamsarlıkla, kişinin kendisiyle ve gelecekle ilgili olumsuz
düşünceleriyle ve toplumdan, insanlardan uzaklaşmasıyla kendini gösterir. Kayıp
durumlarından sonra kişinin kendisini bir süre kötü hissetmesi ve depresyon
belirtileri göstermesi normaldir. Eğer bu semptomlar 15 günden fazla ve günün
büyük bölümünde hissediliyorsa, özel hayat, iş ve okul etkinliklerini,
ilişkilerini, performansını olumsuz etkiliyorsa depresif bozukluğa dönüştüğü
kabul edilir. Kısaca bireyin depresyona sahip olması üzüntü, keder, mutsuzluk,
karamsarlık, isteksizlik, zevk almama, durgunluk, enerji kaybı, yorgunluk,
özsaygının, benlik değerinin azalması, konuşma miktarı ve psikomotor
hareketlerin azalması, dikkati toplamada güçlük, dolayısıyla unutkanlıklar,
uyku, iştah ve cinsel aktivitede bozulma ve intihar düşünceler gibi belirtileri
belli bir süre, sürekli ve yoğun bir şekilde göstermesi anlamına gelir.
Ruhsal rahatsızlıklar
içerisinde en sık görülenlerden biridir. Yaşam boyu görülme sıklığı kadınlarda
%10-25, erkeklerde %5-12 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Depresyon
gelişmesi açısından en fazla risk 18-44 yaş aralığındayken, en düşük risk 65
yaş ve üzerindekilerdedir.
Depresyon genellikle
20’li yaşların ikinci yarısında başlamasına rağmen her yaşta görülebilir.
Belirtiler sıklıkla günler ve haftalar içinde ortaya çıkar.
Çoğu kişi depresyona
sadece üzücü olayların, kayıpların yaşanmasının neden olduğunu düşünebilir.
Ancak depresyon tek bir nedene bağlı değildir. Bireyin kişilik yapısı,
biyolojik, genetik nedenler çevresel etkenler kadar önemlidir.
Tedavi edilmeyen kendi
haline bırakılmış bir depresyon atağının tipik olarak 6 ay veya daha uzun
süreceği kabul edilir. Depresyon geçirenlerin bazılarında kimi belirtiler hafif
derecede sürmeye devam ederken, çoğu kişi normal işlevsellik düzeyine geri
döner. Ancak depresyonun en önemli özelliği tedavi edilmediği taktirde
tekrarlayan veya kronik bir duruma dönüşebilmesidir. Depresyon geçirenlerin
%50-85’i yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde başka bir depresif dönem
geçirirler.
Tedavide çeşitli gruptan
antidepresanlar tek başına ve/veya kombine halde kullanılır. İlaçların
etkisinin ortaya çıkması 1-2 haftayı almaktadır. İlaç tedavisi ile
psikoterapinin kullanımı ise en etkin tedavi şeklidir.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.